Medyascope TV işbirliğiyle hazırladığımız Eğitim 360°’ın bu bölümünde, ERG Araştırmacısı ve Medya Koordinatörü Umay Aktaş Salman ile ERG Kıdemli Politika Analisti Ekin Gamze Gencer, öğretmenlik mesleğinin içinde bulunduğu sorunları ve ihtiyaçları ele aldı. Öğretmenlere ilişkin verilerle, göstergelerle mesleğin durumu ve öğretmen politikaları konuşuldu. Umay Aktaş Salman, eğitimin en önemli aktörlerinin öğretmenler olduğunu ancak dünya genelinde öğretmenlik mesleğinin itibar ve çekiciliğinin giderek azaldığını söyledi.
Ekin Gamze Gencer ise 1980’lerin başından bu yana öğretmen açığının tüm dünyada bir krize dönüştüğü, sürdürülebilir ve yapısal değişikliklere gidilmezse bu krizin giderek derinleşeceğini belirterek şöyle konuştu:
Küresel öğretmenlik krizi nedir?
“Eğitim sistemleri adayları öğretmenlik mesleğine çekmekte ve meslekte tutmakta zorluk yaşıyor. Öğretmenlerin yaşadığı baskı ve mesleğin riskleri ile zorlukları öğretmen olmak isteyenlerin ilgi ve yönelimlerini köreltecek kadar güçlü olduğundan, öğretmenlik mesleğini seçenlerin sayısı dünyada giderek azalıyor. Aynı zamanda, düşük maaşlar, iş-hayat dengesinin kurulamaması ve öğretmene yönelik sıklığı artan şiddet olayları, tüm dünyada öğretmenleri mesleği bırakmaya itiyor. Kanada’da öğretmenlerin yaklaşık yüzde 40’ı mesleğin ilk beş senesinde öğretmenliği bırakıyor. 2023’te Birleşik Krallık’ta boş öğretmen kadrosu 2022’ye göre yüzde 20 arttı. Yalnızca Hindistan’da bir milyon ilköğretim öğretmeni eksiği bulunuyor. Öğretmenlere ilişkin Küresel Rapor’a göre herkese kapsayıcı, hakkaniyetli ve nitelikli eğitim sağlanması hedefinin 2030’a kadar gerçekleştirilebilmesi için tüm dünyada toplamda 44 milyon ilköğretim ve ortaöğretim öğretmenine ihtiyaç var.”
Türkiye’deki öğretmenlerin sorunları
Programda Türkiye’deki öğretmenlerin sorunlarına da değinildi. Türkiye’de ise öğretmen
işgücünde azalma oranı yüzde 2-2,4. Türkiye’nin öğretmen işgücünde azalmayı sorun olarak yaşamayan sayılı ülkelerden olduğunu söyleyen Gencer, buna karşın öğretmenlerin iyi olma hâli açısından sorunlar yaşadığını vurguladı:
“Mesleği bırakan ya da bırakmayı planlayan öğretmenlerle yapılan araştırmalar, Türkiye özelinde öğretmenlikten ayrılmanın en güçlü nedeninin ekonomik olduğunu gösteriyor. Stres, iş yükü fazlalığı ve okul yönetiminden yeterli destek/saygı görmemek ekonomik nedenlerden sonra en çok öne çıkan konu başlıklar. Ayrıca, öğretmen işgücünde azalma yaşanmaması, öğretmen açığı olmadığı anlamına gelmez; bu ayrımın vurgulanması önemli. Türkiye’de norm kadroya, öğretmen açığına ve ihtiyacına ilişkin tutarlı ve bütünsel veri kaynakları bulunmuyor. MEB tarafından yapılan sözlü bir açıklamada ise 2024’te norm fazlası öğretmen sayısının 104 binden fazla, öğretmen açığının ise 60 bin olduğu belirtildi. Detaylı ve güvenilir resmi veriler bulunmasa da Türkiye’de on binlerce öğretmene ihtiyaç olduğu açıktır. Öğretmen arzı ve arzın sürekliliğinde hiçbir yetersizlik olmamasına rağmen öğretmen açığı olması, Türkiye’de öğretmen planlamasıyla, öğretmenliğe verilen değerle ve eğitime ayrılan bütçeyle ilgili bir sorun.”
Öğretmen politikalarına dair önerilerin de yapıldığı programda, öğretmen planlaması bağlamında öğretmen arzı ve talebi arasındaki dengesizliğin giderilmesi, öğretmen ihtiyacının karşılanması gerektiği anlatıldı. Bunun yapılırken de kuruma ve bölgeye özgü koşulların dikkate alınması ve öğretmen ihtiyacının karşılanma düzeyini artırmak için MEB bütçesinin öğretmen projeksiyonuna bağlı biçimde artırılması gerektiğinin altı çizildi. Öte yandan öğretmenlerin mesleki yeterliklerinin, gelişim ihtiyaçlarının, kendilerini “güçlü” hissedebilmelerinin de önemli olduğu anlatıldı.